‘Restaurant’
sözü XII yüzyılda ‘restaurer’(durumunu iyileştirmek, ayakta tutmak) anlamı
taşıyan bir fiilden töremiştir. XVI yüzyılın başlarında bu söz yiyecekler ile
bağdaştırılarak ‘canlandırıcı yiyecek’ gibi, XVII yüzyılın ortalarında ise
‘konsantre et suyundan hazırlanmış canlandırıcı bulyon’ anlamında kullanılmağa
başladı. Günümüzde ‘restaurant’
Fransanın güneyinde 400 gramlık ekmeye de denilir.
Eski Restoranların tarihçesi
Yanında fiyatları yazan, kağıt
üzerinde fix bir menü ile yiyecek ve içecek servisi yapılan mekanlar
‘restaurant’ sözü yaranmadan çok çok önce kurulmuştur.
Hōshi Ryokan 717 senesinde
dünyada ilk küçük yemekhanesini kurdu. 803-807 yıllarında kurulmuş ve bugün de
bir otel olarak faaliyet gösteren Stiftskeller St. Peter muhtemelen dünyanın en
eski ve gerçek anlamda restoran gibi faaliyet gösteren bir işletmesi olmuştur.
1270'de kurulan L'Hostellerie
de la Croix d'Or Fransanın en eski restoranlarından biri gibi tarihe ismini
yazdırmış ve günümüzde pansiyon olarak hizmet vermektedir.
Oxfor tarihçisi Carolin
C.Young’a göre 1450'da Türkiye ve Mısırda da küçük kafeler kurulmuştur. Bu
çeşit kafeler yavaş yavaş Avrupaya (Venedik, Viyana vb), ve 1650'a kadar
Marsel, Lion, Paris ve Oxford gibi büyük şehirlere kadar yayılmış ve
geliştirilmiştir.
1686'da kurulan Café Procope
dünyanın ilk modern restoranı olmuştur. Bu mekanda egzotik yiyeceklerin yanı
sıra, desert olarak İtalyan dondurması ve kahve de sunuluyordu.
Fakat 1725 yılında Madrid’de
açılan Casa Botin pansiyonunun sahipleri kendilerinin Café Procope’dan daha
eski olduklarını iddia etmekteler. Ama Café Procope hiçbir zaman pansiyon
olarak faaliyet göstermediğinden ve sadece yiyecek sunduğundan dolayı dünyanın
en eski ve ilk modern restoranı adını elinde tutuyor.
İlk modern restoranlar
Dünyada ilk modern restoranın
1765'de Parisin Poulies caddesinde bir bulyon tüccarı tarafından ‘Boulanger’
adlı restoran olduğu iddia edilmektedir. Çünkü bu restoranın ana kapısında şu sözler
yazıyordu : ‘Venite ad me, omnes qui stomacho laboratis, et ego restaurabo
vos’-Hepiniz bana gelin ! Açlıktan bağıran midelerinizi ben susturacağım. Ve bu
mekan ‘restaurant’ sözünün bugünkü anlamında kullanıldığı ilk mekan oldu.
Yumurtalı ve tuzlu tavuk
yemeklerinin küçük mermer masalarda servis edildiği ‘Boulanger’'de misafirler
seçimlerini karton kağıtlar üzerinde fiyatı ve ismi yazılan menüden
ederlermiş.
1782'de Konde kralının aşçısı
Antoine Beauvilliers Boulanger'i örnek alarak Parisin Richelieu 26 sokağında
‘La Grande Taverne de Londres’ adlı bir mekan açtı.
Bu
restoran Parisin 20 yıl boyunca rakipsiz çalışan yegane restoranı olmuştur.
Fakat
fransız devriminden sonra zenginlerin iflas etmesi restoran personelinin işten
ayrılmasına ve kendi küçük mekanlarını açmalarına sebeb oldu. Bunun sonucu
olarak devrimden 30 sene sonra Fransada üç binden fazla restaurant faaliyet
gösteriyordu. .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder